Würden Sie gerne auf diese Nachricht reagieren? Erstellen Sie einen Account in wenigen Klicks oder loggen Sie sich ein, um fortzufahren.

Cami ve Namaz

Nach unten

Cami ve Namaz Empty Cami ve Namaz

Beitrag  Admin So Jan 06, 2008 9:04 am

ALEVÝLERÝN bugün camiye gitmedikleri bir gerçektir. Bunun hem sosyal, hem tarihi, hem de felsefi nedenleri vardýr.

1) Tarihi Sebep: Bilindiði gibi, Mekke'nin alýnmasý üzerine korkudan Müslüman olan Ebu Süfyan ailesinden gelme Muaviye, Osman zamanýnda Suriye'yi avucuna almýþ, Hz. Ali zamanýnda isyan etmiþ, kýlýç zoruyla püskürtülmüþtü.

Hz. Ali Harici Ýbni Mülcem tarafýndan þehit edilince, Muaviye zor yoluyla Hz. Hasan'dan halifeliði aldý. Halkubi o zamana kadar, halife, halkýn onayý ile seçiliyordu.

Muaviye, Hz. Ali'ye düþmandý... Ona, Þam'daki camilerde kýlýnan namazlarda, özellikle cuma namazlarýnda lanet ettiriliyordu. Hz. Hasan, Muaviye'ye hilafeti býrakýrken, bu kötü âdetin kaldýrýlmasýný anlaþmaya koymuþtu. Fakat Muaviye, diðer koþullara uymadýðý gibi, buna da uymadý. Ýslam þehirlerindeki camilerde, Hz. Ali'ye ve evlatlarýna hakaretler, aldý baþýný gitti. Peygamber soyuna yönelik bu saldýrýlar, samimi Müslümanlarý yaralýyor, onlarý camilerden soðutuyordu.

Kendilerine, Müslümanlarýn Emiri (emirülmüminin) dedirten bu Emevi padiþahlarý, Ýslamiyet'i aslýnda hiçe sayýyorlardý. Örneðin, Velit, cariyesini erkek kýyafetine sokuyor, camiye yolluyor, halka namaz kýldýrtýyordu. Kafasý kýzýyor, Kuran'ý hedef tahtasýna asýyor, saatlerce okçulara oklatýyor, paramparça ettiriyordu. Sonra da; ?Haydi bakalým Muhammet'in kitabý, ne yapacaksan yap bana...? diyerek meydan okuyordu. Bir baþka Emevi halifesi, namaz kýldýrýrken, namazý býrakýp cemaate; ?Yeter mi? Yoksa biraz daha kýldýrayým mý?? diye alaylý alaylý soruyordu. Emeviler, aslýnda namaza hiç önem vermiyorlardý. Ama, halkýn namaz kýlmasýný örgütlüyorlardý.

Yalancý âlimler ortaya çýkartýlýyor, bunlar, uydurduklarý Hz. Ali'yi kötüleyen sözlere, peygamber sözüdür, diyor ve bu yolla da Ali ve soyuna hakaret ediyorlardý.

Emevi devleti zamanýnda baþlayan bu politik tavýr, deðiþik biçimlerde þimdilerde bile yaþýyor. Camilerde genellikle politika konuþuluyor. Veya politikaya hizmet edecek konular din görevlilerince gündeme getiriliyor; deðiþik siyasal, dinsel görüþler hakarete uðruyor. Ýmamlar, cami görevlileri gibi deðil, parti görevlileri gibi çalýþýyorlar. Böyle davranmayan görevliler de var, ama bunlar azýnlýktadýr. Sünni Müslümanlarýn bu konuda doðrudan doðruya bir hatalarý yok. Onlar yüzyýllardýr yürütülen kötüleme kampanyalarýnýn sonucu, olumsuz bakýþ açýsý kazandýlar...

Bugün, bir Alevi'nin camiye gitmesi demek, her türlü hakarete göðüs germeyi göze almasý demektir.

Bu konuda birinci derecede suçlu olanlar, camilerin katý politik merkezler haline sokulmasýna göz yumanlardýr. Devlet, camileri, yalnýzca dinsel iþlerin konuþulduðu, Sünni insanlarýn namaz kýldýðý ibadet evleri haline getirmelidir.

Bugün, yerden biter gibi her tarafýn camiyle dolmasýnýn sebebi, ibadethane yetersizliði deðildir. Yeni açýlan camiler, gerici-bölücü politik görüþlerin harmanlandýðý, örgütlendiði, yayýldýðý politik birimlerdir.

2) Sosyal Sebep: Camilerde, Alevilere yapýlan saldýrýlar ve hakaretler, bu kesimlerin camilerden kopmalarýna sebep olmuþtur. Türklerin Müslüman olduklarý dönemde, camilerden kopma olayý tamamlanmýþtý.

Alevi kesimi, camilerden uzaklaþmýþ, ama ibadetini býrakmamýþ, Tanrýya karþý görevini yapmak için yeni ibadet biçimleri de yaratmýþtýr. Anadolu Alevileri, baþlangýçtan beri ibadetlerini cem ayini ile yerine getirmiþtir. (Bölümüne bak.)

Bu nedenle, Alevilerin camiye gitmemeleri, bazý baðnazlarýn söyledikleri gibi, onlarýn dinsiz olduðunu göstermez.

Geçmiþ dönemde, Aleviliðin, alt tabakalar tarafýndan benimsenmiþ olmasý; bu tabakalar arasýnda bir ortak ibadet biçimi yaratmayý zorunlu kýldý. Çünkü, bu kesimler; kendilerine karþý düþmanlýk eden tabakalarla bir arada ibadet etmenin olanaksýzlýðýný görüyorlardý. Camilerin katý politik merkez haline getirilerek alt tabakalarýn inançlarýna karþý hakaretlerin ortaya çýkmasý, kopuþu gündeme getirdi. Çünkü, camiler, yönetici kesimlerin elindeydi. Camilerde, hutbeler, yönetici kesimin çýkarlarýný koruyacak biçimde veriliyordu. Hatta, Ýslamiyet'in görüntüsü bile deðiþtirilmiþ; Müslümanlýk, yönetici kesimin çýkarlarýnýn savunmasý olarak gösterilmeye baþlanmýþtý. Tabakalar arasýndaki sosyal, siyasal, ekonomik çatýþmalar bu amaçla kullanýlýyordu. Yönetimin denetemindeki camiler; alt katmanlara karþý amansýz siyasi, dini, sosyal saldýrýlarýn gündeme getirildiði merkezler halindeydi. Alevi tabakalar; böyle bir ortamda ibadet etmenin olanaksýzlýðýný görmüþtü... Alevi geleneðine göre, Cafer'üs Sadýk döneminde Aleviler özel ibadet toplantýlarýný baþlatmýþlardýr. Ýlk cemler, bu toplantýlar olarak kabul edilebilir.

3) Ekonomik Sebep: Aleviler, yoksul kesimden insanlardýr. Göçebelerden bile çok zengin olanlar; Sünniliðe geçmiþlerdir. Alevi halk, yaþayabilmek için çok çalýþmak zorunda kalmýþtýr. Günde beþ kez iþlerini keserek namaz kýlmalarý, onlarý verimsiz olmaya, aç kalmaya mahkûm ediyordu.

Kuran'da yalnýzca ?Tanrý'ya kulluk ediniz? dendiði halde, bu, günde beþ vakit namaza dönüþtürülmüþ ve Ýslamiyet de bununla sembolize edilmeye baþlanmýþtý. Çalýþan kesimin yaþam biçimine uymayan günde beþ vakit iþi býrakma nedeniyle Alevi kitlesi, bu iþlemin yerine geçecek yeni yollar yaratmýþtýr. Zaten geçmiþte de namazýn bir meþakkate, yüke dönüþmemesi için gerektiðinde namaz birleþtirilerek kýlýnmýþtýr. Hz. Muhammet buna özen göstermiþtir. Hz Ali'de namazýn uzatýlarak yeni Müslüman olan halkýn soðutulmamasý için Yemen'deki görevlilere emir yollamýþtýr.

Gerçek, Kendini Kabul Ettirir

Alevilerin camiye gitmemesi, geçmiþte ve günümüzde onlar için büyük suçlama konusu oldu. Fakat, gerçek kendisini dayattý; yaþam, Sünnileri de camiden koparttý. Bugün, Sünni Müslümanlardan camiye gidenlerin oraný yüzde onu geçmez. Hayatý rahat olan, geçinmek için hiç zorlanmayan þehirli kesim de bugün camiye gitmiyor... Bu sýký tapýnma biçimi, sosyal ve ekonomik hayatýn gerçeklerine uymadýðý için, namaz yalnýzca bazý yaþlýlarýn uyduðu bir ibadet haline döndü. Çalýþan kitlenin namaz kýlmaya vakti ve gücü kalmadýðý için, camiler bomboþ. Fakat, camiye gitmiyor diye, Sünni kesim insanlarýmýzýn da inancýndan, imanýndan kuþku duyulmaz.

4) Felsefi Sebep: Alevilerin namaz kýlmamasýnýn asýl nedeni ise Alevi felsefesinden kaynaklanýr.

Alevi felsefesinde, ibadette içtenlik önemlidir. Bütün ibadetlerin amacý da, Tanrý'ya yönelik kulluðun, Tanrý katýndan geri insana yansýmasýyla, insanýn mükemmel olmasýdýr. Eðer, insan, inancýnda samimi ise ibadetin deðiþik þekilleri ile kendini meþgul etmesi yanlýþ bile sayýlabilir. Çünkü bu, bir oyalanmadýr. Yüreðin, Tanrý ile buluþmasýný engeleyen bir oyalanma...

Aleviler, ceza veya mükâfat duygularýyla yapýlan ibadetin gerçek kulluk olmadýðýna inanýrlar. Hacý Bektaþ Veli'nin bu konudaki görüþü, her þeyin içtenlikle yapýlmasý yönündedir. Ýbadette biçim deðil, öz önemlidir.

Namazý temel alan, namaz kýlmayý mutlaklaþtýran anlayýþ ile Alevi anlayýþý arasýnda derin felsefi ayrýlýk vardýr. (Bu konudaki ayrýntý için Alevi Felsefesi bölümüne bak.)

5) Dinsel Sebep: Aleviler için dindar olmanýn yolu namaz kýlmaktan geçmez. Namaz reddedilmez ama, ibadet onunla sýnýrlandýrýlmaz. Ayrýca, Alevilerin namaza bakýþ açýsý, Sünnilikteki uygulamadan farklýdýr.

Aleviler, Kuran'da namazýn bugünkü haliyle dile getirildiðini kabul etmezler. Kuran'da namaz kýlýnýz biçiminde bir ifade de yoktur. Söz konusu olan ?salat?týr. Salat, namaz deðil, Tanrý'yý içten anýp selamlamaktýr. Eðer bugünkü anlamda eðilip doðrulma gibi bir namaz biçimi kesin þart olsaydý, bunun Tanrý tarafýndan biçiminin bildirilmesi gerekirdi.

Halbuki;

a) Kuran'da namazýn biçimi yoktur... Nasýl kýlýnacaðý tarif edilmemiþtir.

b) Kuran'da, namazýn beþ vakit kýlýnacaðýna iliþkin bilgi de yoktur.

Namazýn bir secde olduðu, Kâbe?de putlar önünde eðilmenin bu anlama geldiði de ayrý bir olgudur. Ýslam öncesinin Araplarý da (Müþrikler) bu anlamda namaz kýlmýþlardýr. Bu olgu, diðer bütün dinlerde de bulunmaktadýr.

Ýslamiyette, namaz uzun geldiðinden, kýsaltýlmýþtýr; kimi zaman uzatýlmýþtýr; sayýsý, deðiþtirilmiþtir. Bu uygulamalar bile, namazýn Tanrý'nýn kesin emri olmadýðýný göstermek bakýmýndan yeterlidir. Eðer namaz Tanrý'nýn kesin emri ve gelecek zamanlara da uzanmasýný istediði bir emri olsaydý; namaz olgusunun böyle boþlukta býrakýlmamasý gerekirdi. Namazýn biçimi konusunda, Sünni kesim arasýnda bile yer yer anlaþmazlýklar vardýr. Namazý kesin Tanrý buyruðu sayanlar, bu konuyu Kuran'da ve Ýslam tarihinde derinlemesine araþtýrmayanlardýr.
Admin
Admin
Admin

Anzahl der Beiträge : 124
Anmeldedatum : 02.01.08

https://aleviler.forumieren.de

Nach oben Nach unten

Cami ve Namaz Empty Devami

Beitrag  Admin So Jan 06, 2008 9:05 am

DEVAMI

Kuran Ne Diyor?

Þimdi, Kuran-ý Kerim'de, namaz olgusunun (salat) nasýl anlatýldýðýný, ilgili surelerin bazý ayetlerinde görelim:

Âl-i Ýmran Suresi (2) 191: Onlar; ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ý anarlar...

Nisa Suresi (4) 43: Sarhoþken (...) namaz kýlmayýn...

Bakara Suresi (2) 239: Eðer korkarsanýz, (namazý) yaya yahut binekte iken kýlýn.

Nisa Suresi (4) 103: Namaz kýldýktan baþka, Allah'ý ayakta iken, otururken, yan yatarken de anýn. (...) Namaz, insanlara belirli vakitlerde farz kýlýnmýþtýr.

Hud Suresi (11) 87: Ey Þuayp! Babalarýmýzýn taptýðýný býrakmamaný emreden veya mallarýmýzý istediðimiz gibi kullanmamýzý yasaklayan senin namazýn mýdýr? Sen doðrusu, aklý baþýnda, yumuþak huylu birisin dediler.

Meryem Suresi (19) 59: Onlarýn (Âdem ve Nuh'un) ardýndan, namazý býrakan, þehvetlerine uyan bir nesil geldi.

Enbiya Suresi (21) 73: (...) Onlara (Ýbrahim, Yakup ve Ýshak peygamberlere) iyi iþler yapmayý, namaz kýlmayý, zekât vermeyi vahyettik.

Taha Suresi (20) 14: (...) (Ey Musa) beni anmak için namaz kýl...

Furkan Suresi (25) 64: Onlar, gecelerini Rableri için kýyama durarak ve secdeye vararak geçirirler.

Ankebut Suresi (29) 45: (...) Namaz, hayasýzlýktan ve fenalýktan alýkor.

Tur Suresi (52) 49: Geceleyin ve yýldýzlar sönerken onu (Tanrý'yý) tesbih et...

Müzzemmil Suresi (73) 1-7: (Mealen, ibadetin gece yapýlmasýný, insanlarýn gündüz iþleri olduðunu söylüyor.)

Yukarýda, Kuran'dan yaptýðýmýz alýntýlar bizi çok önemli bir gerçekle karþý karþýya getirmektedir:

Yukarýda okuduðumuz ayetlere göre, Kuran; Hz. Muhammet'ten önceki peygamberlerin ve onlarýn yandaþlarýnýn da namaz kýldýðýný açýk açýk dile getiriyor.

Bu durumda þunu düþünebiliriz:

a) Ya, bugünkü Müslümanlarýn kýldýðý namazý eskiden bütün Ortadoðu dinlerinin peygamberleri (Yahudi, Hýristiyan) kýlýyordu...

b) Ya da Kuran'da dile getirilen namaz, bugünkü namazdan farklý bir þeyi ifade etmektedir.

Aleviler, Kuran'da anlatýlan namazýn; yani Âdem'den tutun da Ýsa'ya deðin uzanan çizgi içindeki peygamberlerin kýldýðý namazýn Tanrý önünde eðilmek olduðunu ifade ederler.

Yoksa, tarih ve toplumbilim, bugünkü Müslüman namazýnýn eskiden Yahudi ve Hýristiyanlar tarafýndan kabul edilmediðini gösteriyor.

Bu yüzden Kuran?ýn ilgili ayetlerinde anlatýlan namaz, bugünkü namaz gibi deðildir.

Ýslamiyet, insanlara yeni bir ruh, yeni bir öz kazandýrmak üzere ortaya çýkmýþ bir akýmdýr. Bu akýmýn amacý, insaný cehalet çaðýndan kendini bilme, kendini tanýma çaðýna geçirmektir. Kuran'da dile getirilen Tanrý'nýn; insanýn kulluk yapmasýna gereksinimi yoktur. Ýnsanýn ibadeti; kendisine yöneliktir ve kendisini terbiye eden bir araçtýr. Kuran'da ?Enam Suresi?nin (6. Sure) 48. ayeti þöyle der:

?Peygamberleri ancak müjdeci ve uyarýcý olarak gönderiyoruz. Kim inanýr ve nefsini ýslah ederse onlara korku yoktur; onlar üzülmeyeceklerdir.?

Ayet çok açýk. Peygamberler; insanlara güzel þeyler söyleyecek bir müjdeci ve yol gösterici uyarýcýlardýr. Güzel þey ve gösterilecek yol da insanýn kendi nefsini ýslah etmesidir...

Aleviler, bütün ibadetlerin, insanýn kendi nefsini ýslah etmesine yönelik olduðuna inanýrlar. Kendilerini kötülüklerden ve çirkin þeylerden uzaklaþmýþ sayarlar. Bu aþamadaki bir insan için namaz elbette geride kalmýþtýr. Onlar, manevi dünyada daha yükseklere çýkmak için baþka yollar uygulamýþlardýr.

Kuran'da, ibadetin gösteriþten uzak olmasýna özellikle dikkat edilmiþtir. Örneðin, Maun Suresi (107. Sure) bu konuda çok öðreticidir. Din anlayýþýný ve ibadeti yansýtmak için tümünü alýyoruz:

?1. Ey Muhammet, dini yalan sayaný gördün mü? 2-3, Öksüzü kakýþtýran, yoksulu doyurmaya yanaþmayan kimse, iþte odur. 4. Vay o namaz kýlanlarýn haline ki 5. Onlar kýldýklarý namazdan gafildirler. 6. Onlar gösteriþ yaparlar. 7. Onlar eðreti olarak basit þeyleri dahi vermezler.?

Bu sure, net olarak þunu vurguluyor: Dini inkâr edenler, öksüzünü kakýþtýran, yoksulu doyurmayandýr. Yani, dinin temeli, güçsüze yardým etmek, yoksullarýn yoksulluklarýný gidermektir. Ýbatedin amacý da budur. Gösteriþ için yapýlan ibadet, ibadet deðildir. Ýnsanlara en basit yardýmda bulunmayan birisinin ibadeti, gösteriþten baþka þey deðildir.

Ayet, ibadet etmiþ olmak için yapýlan ibadete kesin olarak karþý çýkmakta... Ýbadetin amacýnýn sosyal dayanýþma ve insanýn kendisini yenilemesi olduðu bu sureden de açýkça anlaþýlmaktadýr.

Aleviler, bu yenilenmeyi yaþadýklarýna inanýrlar. Ýbadetin göteriþ ve riya ile yapýlmasýna karþýdýrlar. Zaten Kuran, bu türlü ibadeti kesin olarak yasaklamýþtýr.

Örneðin, Mescid-i Dýrar diye bilinen ve dedikodu üterilen bir mescit, peygamberin emriyle yýktýrýlmýþtýr. Bu konuda Kuran'ýn Tevbe Suresi'nde þöyle deniliyor:

?107. Zarar vermek, inkâr etmek, inananlarýn arasýný açmak, Allah ve peygamberine karþý savaþanlara daha önceden gözcülük yapmak üzere bir mescit kurup, 'Biz sadece iyilik yapmak istedik' diye yemin edenlerin yalancý olduklarýna Allah þahittir.

108. Ey Muhammet, o mescide hiç girme. Ýlk gününden beri Allah'a karþý gelmekten sakýnmak için kurulan mescitte bulunman daha uygundur. Orada, arýnmak isteyen insanlar vardýr. Allah, arýnmak isteyenleri sever.?

Ayetler, güzel bir örnektir.

Camiye gitmenin amacý; insanýn kendisini arýtmasýdýr...

Ýyilik yapmak adý altýnda, insanlarý birbirine düþürecek cami yapýlmasýna Ýslamiyet kesinlikle karþýdýr. Cami; insanlarý, benlik duygusundan, kötülüklerden, dedikodulardan, ayýrýmcý düþüncelerden uzaklaþtýracak bir yer olmak durumundadýr. Eðer orada, insanlar çekiþtiriliyorsa, orasý, Kuran'ýn anlattýðý mescit sayýlamaz. Müminlerin de öyle yerlere gitmemesi gerekir... Alevilerin, bugün camilere gitmemesinin nedenlerinden biri de Kuran'da anlatýldýðý gibi bozguncu olaylarýn mescitlerde daha sonra ortaya çýkmasýdýr.

Kendilerini arýndýrmak için çabalayan Aleviler, Tanrý'nýn istediðini en iyi biçimde yerine getirdiklerine inanýrlar. Bu nedenle, tam bir gösteriþe dönüþen toplu halde namaz olayýna katýlmazlar.

Kuran'ýn, en önemli iþaretlerinden birisinin de ibadetin gece yapýlmasý olduðu ortadadýr. Bunu, yalnýzca namaz olarak algýlamak, Allah'ý anýþa sýnýr getirmek demektir. Bu da aslýnda yanlýþ bir þeydir. Kuran'daki namaz, Allah'ý anlamaktan ibarettir. ?Bakara Suresi?nin 239. ayeti, þöyledir: ?Eðer korkarsanýz, yaya yahut binekte iken (namaz) kýlýn (Tanrý'yý anýn), güvene eriþince, bilmediklerini öðrettiði gibi Allah'ý anýn.?

Birileri çýkýp, yürürken de bir hayvanýn veya taþýtýn üstündeyken de bugünkü gibi namaz kýlýnacaðýný, ayette bunun vurgulandýðýný söylerse hata eder. Burada sözü edilen, Allah'ý yürekten duyuþla anmaktýr... Yürürken veya binekteyken kýlýnan namaz da ancak bu duyuþtan baþka bir þey deðildir. Öyleyse namaz, bir iç duyuþtur... Bu iç duyuþu yaþayanlar, namaz kýlmýþ olurlar...

Makale Rýza Zelyut 'a ayýt. Yazý www.alevi.li ve www.alevibektasi.org dan alýntýdýr.
Admin
Admin
Admin

Anzahl der Beiträge : 124
Anmeldedatum : 02.01.08

https://aleviler.forumieren.de

Nach oben Nach unten

Nach oben


 
Befugnisse in diesem Forum
Sie können in diesem Forum nicht antworten