Würden Sie gerne auf diese Nachricht reagieren? Erstellen Sie einen Account in wenigen Klicks oder loggen Sie sich ein, um fortzufahren.

Töre cinayetlerine sorulmamis sorular

Nach unten

Töre cinayetlerine sorulmamis sorular Empty Töre cinayetlerine sorulmamis sorular

Beitrag  Admin Sa Jan 05, 2008 8:03 am

Bu yazılı 2004 de okuyup bilgisayarımın bir köşesine kaydetmiştim. Kadın sorununa mı assam diye tereddüt yaşadım. Lakin madem burası serbest kürsü tartışmaya açmak istedim. Yazı ve konu ile ilgili düşüncelerim aşağıdadır.

İşte o yazı.


Anne yardım et!


'O zaman sen de çıkma' demiş arkadaşı. 14 yaşındaki Nuran, bacağını açıp derin bıçak yarasını gösterip "Babam evden çıktım diye yaptı" deyince... Arkadaşı, "O zaman sen de çıkma" demiş. Dünkü Milliyet'te Şükran Pakkan'ın haberinde vardı.
Kız çocuğu evden çıktı, tecavüze uğradı ve evde bu "pisliğe" yer olmadığı için babası Bay Namuslar Şahı tarafından telle boğularak öldürüldü. Çok büyük bir halt başarmış olan baba, "Nuran yalvardı ama dinlemedim" şeklinde bir demeç de buyurdu. Ama bu kez, o bulaşık erkek katillerin iktidarsız öfkelerinden ziyade, gidip gelip aklım, tuhaf ayrıntılara takılıyor. Arkadaşı "Çıkma o zaman sen de dışarı" demiş, komşular (kesinlikle kadındırlar) "On dört yaşında gibi değildi, çok dikkat çekiciydi" demiş...
Bunlar hep kadın işi. Kadınların birbirine ihaneti. Yani evden çıkmasaydı Nuran, dikkat çekici vücudunu saklasaydı, örtünseydi babasının istediği gibi, "sorun" çıkarmasaydı... Yani o zaman öldürülmezdi, değil mi? Bu töre cinayetlerinde elleri hiç kanlanmadan suçlu olanlar var. Kadınlar!

Cinayette yardımcı kadın oyuncu
Merak ettim, hep merak edeceğim: Telle boğularak öldürülürken bir kız çocuğu, kafası traktörün altında ezilirken, kurşunlanırken, intihara zorlanırlarken, tarım ilacıyla zehirlenirken... Bu kızların anneleri o sırada neredeler? Birileri de gidip bu kızların anneleriyle röportaj yapmalı. Esas haber orada çünkü. Düğüm orada. Bu cinayetler ancak o zaman çözülecek bana kalırsa...
Bir anne, çocuğu öldürülürken engellemeye çalışmaz mı en temel içgüdüsü sebebiyle? Hadi diyelim çaresiz kaldı, yardım edemedi, yardım istemez mi? Hiçbir şey yapamadı, kız öldürüldü diyelim. O zaman çıkıp o lanetli adamı lanetlemez mi? Kadınlar öyle ya da böyle onaylıyorlar bu işi; kızlarının katledilmesini. Mesela siz merak etmiyor musunuz, kızını öldüren kocasıyla aynı yatağa giren bir kadının hikâyesini? Aynı masaya oturan? Katilin karısı yeni bir çocuk doğurabilir mi katilden? Trajedinin kanlı kısmı erkeklere ait ise trajedinin devamı kadınlarla da ilgili kesinlikle.

Aile meclisi de cezalandırılsın!
Dünkü haberde vardı yine ve böyle haberlerde hep oluyor: "Aile meclisi karar verdi!" Kız evden kaçtıktan sonra eve arabalar gelip gidiyor, insanlar akıyor. Kim bu insanlar? Ben hukukçuyum. Benim bildiğim hukuk, benim bildiğim Türk Ceza Hukuku, bu insanlar için "azmettirici" diyor. Hâkimler Türk Ceza Hukuku'nu böyle uygulayabileceklerini bal gibi biliyor. Nihayetinde bu katiller bu kızları sadece kendi kararlarıyla öldürmüyor; destekleniyorlar, cesaretlendiriliyorlar ve hatta buna zorlanıyorlar. Ve şimdiye kadar, benim bildiğim kadarıyla töre cinayetlerinde bu mesele hiç açılmadı, hiç açılmıyor.

Siz ne yapardınız?
Meselenin fena kilitlendiği noktalardan biri de şu:
Türkiye'deki kovuşturma ve yargı mekanizmalarında bulunanlar, kendi kızları tecavüze uğrasa ne yaparlar? Kendi kızlarını sokaktan geç geldi diye dövenler bu olaylarda kimi kez karar verici, kimi kez savcı olabiliyor. Sırf yazılı bir kural yerini bulsun diye, anlıyor musunuz, prosedür isteksizce uygulanmış gibi yapılabiliyor.
Ama en, ama en fenası:
Kapınız çalındı bir akşam. Bir kız var orada. Çok "seksi" bir şey, hiç de çocuk gibi görünmüyor (?!). Diyor ki, "Kurtarın beni". Siz de biliyorsunuz ki, bu kızın ardından kara adamlar gelecek, ellerinde silahlar olacak. Kız sığınacak bir yer diye evinize girecek ve sizin de başınız belaya. Ne yapardınız?
Yan komşunuz karısını döverken, alt komşunuz kızını döverken ne yapıyorsunuz? Televizyonun sesini mi açıyorsunuz?
Düğüm orada işte. Tam orada.

Ece TEMELKURAN

Töre cinayetleri ve kadın erkek ilişkisinde canımı sıkan ve bir çıkmaza sürüklenmemi sağlayan konulardan biri bu.

Büyük annem ile ne zaman konuşsam bana ‘’ kadının cenneti eşinin ayaklarının altındadır’’ der
Neden ayaklarının altı?

Kendi kadın kişiliğimizi mi yaşıyoruz yoksa birine eş olmalı mı?

Biliyorum bazılarımız sistemin suçu diyecek
Peki töre cinayetlerinin işlendiği daha kırsal kesimleri düşünürsek:

-Köyleri kalkındıracak ve köylüyü aydınlatacak köy enstitüleri nasıl kaldırıldı?
-Toprak reformu niye yapılamıyor?
-Feodalizmin içine terkedilen ve yeni hayatın, insan kişiliklerinin ulaştırılamadığı insanlar ne yapabilir ki?





Peki birde şöyle düşünüyorum: batıda bir ailede kadına atılan dayak, geri bırakılmış kentlerimizde öldürme olarak karşımıza çıkıyor olabilir mi?
Yani bir yanımızda feodalizmden kurtulamamış kentlerimiz ve ölümler, diğer yanımızda kapitalizmin emekleme aşamasında fuhuşa sürüklenen gencecik kızlarımız var.
Suçlu kim?

Suçlu ona bu şekilde öğretildiği için kırsal kesimde yaşayan insanlarımız mı?
Yoksa onlara doğru olarak bunları biliyorlar ve adam akıllı kimse karşılarına çıkıp hayatta başka doğrularında olduğunu anlatmamışsa !!
Yoksa suçlu…
Doğuda öldürülen yada batıda tecavüze uğrayan bir kadının elleri eğer birilerinin yakasına yapışacaksa, o birilerinin içinde bizdevarız. Çünkü tepkimizi sadece suç işlendiğinde koyduk, onları asalım dedik ve biz bağırdıkça gerçek suçlu, kahkahalar attı ardımızdan.
Admin
Admin
Admin

Anzahl der Beiträge : 124
Anmeldedatum : 02.01.08

https://aleviler.forumieren.de

Nach oben Nach unten

Nach oben


 
Befugnisse in diesem Forum
Sie können in diesem Forum nicht antworten